Herkese merhaba,
Mutlu Cuma’lar.
Bu hafta benim için 2 sebeple önemli: Birincisi Ramazan ayının başlangıcı ve sayesinde gelen kollektif iyileşme, iyi niyet, bolluk bereket, birliktelik ve şifa arayışı hali. İkincisi, bu sene kendimi iyileştirme planım kapsamında, Ramazan sayesinde mutfağa sıkı sıkı dönmem. Kendime bir de “meydan okuma” başlattım hatta: 30 gün Ramazan, 30 gün Tarif.
Hatta ilki burada, kaçırdıysanız bir bakmak isteyebilirsiniz. Birçok sebzeden, onlarca farklı tarif önümüzdeki günlerde bir aksilik çıkmazsa sizinle olacak. Hadi bakalım, heyecanlıyım 😊
Ramazan şerefine minik güzel bir haber..
HFB ailesinin en kıymetli üyelerinden biri HFB Sofra Servis Setleri. Limitli bir üretim olarak, desenlerinden tasarımına tamamı benim hayalim olarak başladı.Hangi malzemeden yapıldığına emin olmadığımız, kimyasal kumaşlar ve boyalar içeren sofra tekstillerinde çok sıkılmıştım. Renkli sofraları da seviyordum. Bu iki istek birleşince ortaya gıda temasına bile uygun, %100 organik pamuklu kumaştan, rengarenk sofra servisleri çıktı. Asla sıkıcı değil, birbirinden farklı desen seçenekleriyle tarzımızı yansıtmak için özel olarak tasarlandım; etik yollarla ve sıfır artık prensibi ile her detayı tek tek elde dikilerek ürettirdim. Yani, kendileri benim bebeğim olurlar resmen.
E, Ramazan deyince de mis gibi sofralar akla gelmiyor mu? Evet, geliyor.
O halde sürprizi açıklıyorum:
Ramazan ayı süresince HFB Bez Çanta alana, dilediği HFB Sofra Seti, sepette anında hediye. Vihuvv! Ama ufak bir detay var, sofra servis setlerinde son adetler kaldı ve yeniden üretilmeyecek; o sebeple oldukça limitli adet için geçerli bir güzellik bu. En çok isteyen kapsın
Bu güzel fırsatın şerefine, en sevdiğim ve sağlıklı bir sofrayı anında güzelleştiren sofra servis tüyolarıma gelin bir de beraber bakalım…
1. İşe zevkinize uygun ve mümkünse rengarenk servis tabakları, masa örtüsü, peçeteler alarak başlayın. Doğadan gelen desenler, farklı renkler sofranın baş tacı olsun.
Biliyorsunuz bu kitaptaki her tarif gücünü doğadan, sebze ve meyvelerden alıyor. Buna uygun olarak da ben her zaman sofra kurmaya bu yemeklerin ruhuna uygun rengarenk sunum malzemeleri kullanarak başlıyorum. Servis tabakları, masa örtüsü, peçeteler… Olabildiğince sade olsun ama bir yandan da doğayı yansıtsın isterim. İnanın çok şey değiştirir bu. Normalde yeni bir ev kurarken hepimiz klasik opsiyonlara yönleniriz, düz beyaz tabaklar, yaldızlı seçenekler veya klasik çiçek desenleri kullanırız sofrada. 150 adet aynı parçadan oluşan ve dolapta nereye koyacağımızı şaşırdığımız setlerimiz vardır. Hepsinden bende de vardı, ama bir noktada sofranın ruhunu dinleme hissi kapladı içimi. Bunların yerine ben artık sofrayı kurarken ev ahalisinin iştahını kabartmak için servis tabaklarını seçerken doğanın renklerini taşıyan renklere ve desenlere yöneliyorum. Hepsini de farklı farklı alıyorum, öyle setler halinde değil. Bunu yaparken de sıkça kullandığım ve en sevdiğim tonlar temizliğiyle beyaz, onu canlandırmak için mavi, sarı, pembe, turuncu, yeşil… Bitkisel ağırlıkta sofralar kurarken doğanın bu güzel renklerine yer vermemek olmaz.
Servis tabaklarını bu şekilde seçtikten sonra gündelik sofralarda bile farklı masa örtüsü ve peçetelere yer veriyorum; bence masa örtüleri, kağıt veya kumaş peçeteler sağlıklı bir sofrayı en eğlenceli hale getiren öğeler. Siz de tabaklarınıza uyumlu olacak renklerde peçete ve masa örtüsü seçebilirsiniz. Beyaz peçete ve masa örtüleri yerine desenli, rengarenk alternatiflere yönebilir; farklı desen dokularını birbiri ile karıştırabilirsiniz. Hatta size ufak da bir sır vereyim. Ben çoğu zaman klasik masa örtüsü yerine doğrudan kumaş peçeteleri kullanıyorum örtü olarak. Bu özgürlük de her zaman farklı ve neşeli sofralar kurmaya yardım ediyor.
2. Aksesuarlardan, rengarenk çiçeklerden yararlanarak sofraya hayat katın.
Aksesuarlar, çiçekler. Ah onlar sofranın nefesi. Ben bu noktada da her zaman doğadan esinleniyorum. Siz de öyle yapabilirsiniz. Sofrada farklı tabakları sunarken farklı seviyeler yaratmak için tahta zeminlerden yararlanabilirsiniz. Tabak renklerine ya da sunduğunuz tarifteki renklerle uyumlu mumlara sofrada yer verebilirsiniz.
Benim için hiçbir aksesuar ya da servis malzemesinin önüne geçemeyeceği yegane güzellik ise canlı çiçekler. Sofraya hayat ve canlılık katıyorlar. Çiçekleri sadece vazoda değil, buz küpleri olarak dondurarak içeceklerin içinde sunuma dahil etmeyi çok seviyorum. Keza meyveler de aynı şekilde. Sadece tariflerin içinde değil, sofranın birer dekoru olarak kullanıyorum. Bir sonraki sofranızı kurarken siz de çiçek ve meyvelere bir de bu gözle bakabilirsiniz.
Hatta evdeki çiçekler suda bekle bekle ölmesinler, bir kitap arasında kuruyup gitmesinler diye. Bir fikir daha. Yapraklarını kurutup, kahvaltı kaselerinde, granola sunumlarında kullanmak üzere kullanabilirsiniz. Limonata, reyhan şerbeti gibi içeçekleri servis ederken; sofra süslerken, kaseler hazırlarken süsleme amaçlı kullanabilirsiniz. Sirkeli bir su ile yıkayıp, iyice kurulayıp; fırında 70 derecede, 2 saatte kurutabilirsiniz.
3. Sofrayı hazırlarken renk, doku ve farklı materyalleri karıştırmaktan çekinmeyin.
Benim soframın olmazsa olmazı kuralları çiğnemek, renkleri, dokuları, desenleri ve farklı materyalleri karıştırmak, eskiyle yeniyi kombinlemek.... Farklı öğeleri amaçları dışında kullanmayı severim, örneğin kadeh veya kahve kupaları ile su ya da içecek servis ederim; sürahileri vazo olarak kullanırım. O anda sofranın ruhu neye ihtiyaç duyuyor ise karıştırarak ruhuna cevap vermekten çekinmem. Sadelik ne kadar güzelse karışıklık da sofrada bir o kadar çekicidir.
Siz de farklı tarz ve dokuları karıştırmaktan çekinmeyin. Renklerle içiniz açılır, sağlıklı tarifleri çok daha zevkle yemeye başlarsınız. Sofrayı hazırlarken renk ve desenlere ek olarak; doku ve farklı sunum tabaklarını da karıştırabilirsiniz. Porselen, cam, tahta.. Her birine ayrı ayrı yer verebilirsiniz. Üstüne, eve gelen misafirlerin de şaşırması da cabası, çünkü çoğu kişi bu kadar farklı renk, materyal ve deseni bir arada görmeye alışkın değil.
4. Yaptığınız yemeklerden ilham alarak sofrayı hazırlayın.
Beni biliyorsunuz, ben tam bir Ege, Akdeniz ve Uzakdoğu mutfağı aşığıyım. Bu kitaptaki tüm tarifler de gücünü doğradan alıyor.. Anlaşılacağı üzere zeytinyağlılar, salatalar, mezeler, ev yapımı makarna ve pizzalar, bakliyatlarla yapılmış tarifler, rafine şekersiz tatlı reçeteleri benim kurtarıcım demek oluyor. E yemeklerin ruhu böyle olunca da sofraların tarzı doğadan, denizden, gökkuşağından, ağaçlardan, güneşten ilham alıyor; Ege, Akdeniz ve Uzakdoğu esintileri her zaman sofrada oluyor. Siz de hazırladığınız yemeklerin renkleri ve ait olduğu bölgenin tasarımlarından ilham alarak sofranızı hazırlayabilirsiniz.
Mesela Ege ve Akdeniz lezzetleri hazırlarken limon öğeli sunum malzemeleri, kareli peçeteler kullanırken, Uzakdoğu lezzetleri sunarken bölgenin kendine has çubukları ve daha minimalist tabakları sofraya dahil edebilirsiniz. Anadolu mutfağının enfes lezzetlerini sunarken de bakırlara, motifli seramiklere yer vermek inanın yemeklerin lezzetini katlayacak.
Sevdiğim ve size ilham verebileceğini düşündüğüm bazı sofra görselleri bu haftayı kapatayım madem.
Haftaya görüşmek üzere.
Sevgiler,
Sezin