Düşünceleri “marine” etmek

Düşünceleri “marine” etmek

Mutlu Cuma’lar 🌸

Haftanın en sevdiğim anı geldi çattı, uzaklarda da olsa yakınlardaki arkadaşlarımla (yani sizlerle) tek taraflı da olsa sohbet zamanı. Bu arada tek taraflı olmak zorunda da değil, “cevap ver” tuşuna bastığınız anda tüm mailleriniz bizzat benim önüme düşüyorlar. 

Bu hafta sizinle son zamanlarda sıkça karşıma çıkan bir video sonucu hayatıma giren bir pratikten bahsetmek istiyorum.

Uykuya dalmadan önceki son 5 dakika

Gördüğüm video, yazar ve motivasyon konuşmacısı Wayne Dyer'ın, uykuda olduğumuz saatlerde "bilinçaltımızın en çok evde olduğunu" uzun uzun anlattığı popüler bir konuşmasına dayanıyor. Evde olmak mı? Durun bir dakika işte bu çok ilginç öyle değil mi? 

Ve diyor ki: “Yatmadan önce sevmediğiniz her şeyi ve etrafınızdaki tüm dert ve sorunları gözden geçirip düşünüp durmak yerine, bu süreyi bilinçaltınızı hayatta istediğiniz şeyleri kendinize çekmeye programlamaya ve olumlamalar ile geçirmeye ayırın.” Bu basit öneri dediğine göre bilinçaltımız en etkili programlayabileceğimiz zamanmış. 

Durup düşündüm sonra.. Ben ne düşünüyorum diye. Genelde yapacaklarımı ve ertesi günün planını düşünüyorum sanırım, dertlerden ziyade.. Kafam plan, plan, plan yapıyor. Ve sanıyorum ki böyle yaparak ertesi güne mükemmel başlayacağım. Ama iş pek de öyle olmuyor. Genelde sabah hep yorgun oluyorum ki bunda tabi az uyumak ve geç yatmanın da etkisi var ki bunu düzeltmek şu aralar en çok istediğim şeylerin başında. 

İşte uykuya dalmadan önceki 5 dakika şöyle geçmeliymiş…

Bilinçaltını programlayarak.. Hmm….

Bilinçaltı programlama da neymiş peki? Kendisi bilginin, inançların, tutumların ve davranış kalıplarının bilinçaltına derinlemesine yerleştiği, bilinçli farkındalık veya kasıtlı kontrol olmaksızın bireyin düşüncelerini, duygularını ve eylemlerini şekillendirdiği bir süreçmiş. “miş” diyorum çünkü ben de bunları yeni yeni araştırıp öğreniyorum. 

Zamanla belirli uyaranlara, deneyimlere ve koşullanmaya tekrar tekrar maruz kalınca canım bilinçaltımız programlanabiliyormuş.

Dyer abimiz diyor ki: "Her gece derin uykuya dalmak üzereyken bilinçaltınıza ne yerleştirdiğiniz, tamamen uyumadan önceki son üç, dört veya beş dakika içinde ne yaptığınıza bağlıdır." 

Bu zamana kadar hep güne iyi başlama ve “sabah rutinlerinin gücü” fikirleri görmüşken yıllardır; Dyer'ın bu farklı öneri işte tam bu noktada ilgimi çekiyor; biraz da gece insanı olduğum için olabilir tabi. Gününü neyle bitirirsen, devamı da öyle geçer mantığı kafama inanılmaz yatıyor. 

 

İyi bir film izlediğimizde her zaman vurucu son aklımızda kalmıyor mu? Hah, işte aynen buna benzetiyorum tüm bu olayı.

Dyer'a göre, yatmadan önceki beş dakika içinde kendimiz için seçtiğimiz olumlamaları söylemeliyiz. 

"Günün son beş dakikasında, 'Kendimi harika hissediyorum. Neşeli hissediyorum. İstediğimi yaşadım. Tanışmak istediğim kişiyle tanıştım. Almak istediğim işi alabildim' demelisin diyor. Tüm bunlar olduğunda nasıl hissedeceğini hisset diyor… E şimdi artık nerden baksan sekiz saatin var (eğer şanslıysan, benim genelde 3-4 saat ve Allahım bu çok az!) ve sonrasında tüm gece uykudayken bilinçaltın senin bu söylediğin şeylere, kim olduğuna ve ne istediğine inanıyor.

Çok da güzel bir benzetme yapmış:

Bilinçaltınız uyumadan önce aklınızdan geçen bu düşüncelerde "marine olma" ve onlara inanmaya başlama fırsatına sahip oluyor. Vov! Bayıldım. Demek düşünce marine ediyoruz!

Dyer, "Önümüzdeki sekiz saat boyunca, gizemli bir şekilde, bilinçaltı manifestler yapmaya devam ediyor; bu hiçbirimizin anlayamayacağı bir şey.”  Etrafımızdaki gerçekliği yaratanın nihayetinde bizim hislerimiz olduğu sonucuna varıyor: "Duygular, yaşamınızın ve vücudunuzun içindeki manifestlerdir."

Bu nedenle, bilinçaltımızın bu duygularla ne kadar uzun süre marine olmasına izin verirsek, bunların gerçekten gerçekleşmesi olasılığı o kadar yüksek oluyor; bir şekilde onu daha lezzetli bir hale sokuyoruz aslında. Marine oluyor ya hani. Hadi ama bu örnek cidden çok güzel siz de farkındasınız.

 

Hiçbirimiz favori yemeğimizi çamur, kir, pasla marine etmezken; ve hatta olabilecek en güzel baharat ve soslarla marine etmeyi tercih ederken; zihnimizi neden kötü düşüncelerle marine etmeye izin veriyoruz? Buna nasıl kıyıyoruz? 

 "Huzur, neşe ve tatmin dolu o güzel dünyaya uyumaya gidiyorum çünkü hissettiğim şey bu ve onu zihnimde ben yarattım." İşte bunu söylemek lazım. 

E hadi bence artık hepimiz Dyer gibi olalım ve yatmadan önce hayatımızla ilgili sevmediğimiz şeylerle zihnimizi doldurmayı bırakalım. Bunun yerine, manifestler ve iyiliklerle dolduralım. 

Videoyu izlemek isterseniz o da burada hatta. 

Benim şu an en büyük manifestim 23 Temmuz saat 15’te, Bağdat Caddesi D&R mağazasında tüm Gökkuşağı Tarifleri sevenlerle kucak dolusu buluşmak. Aman bugünü unutmayalım ey şehirde kalanlar.

Haftanın tariflerinde ve haberlerinde türlü şahanelikler var, dikkat  uyumadan önce düşünmeyin 😁

 

 

 

Beni takip etmek isterseniz:
Instagram, TikTok ve Youtube hesaplarıma göz atabilirsiniz.

Sadece takip etmek yetmez Gökkuşağı Tarifleri Yemek Kitabı’m ile de tariflerimi mutfağına yuva yapmak isterseniz, tabi ki dünyanın en mutlu insanı olurum.

Haftaya görüşmek üzere.

Öpücükler,
Sezin