sezin güleryüz

Ne yaparsak bize aynen o geri döner.

Mutlu Cumalar!

 

Haftanın bu en güzel günü (yani bence) ve en güzel saatlerine giriş yaptıysak, artık arkamıza yaslanabilir ve biraz keyfini çıkarabiliriz ne dersiniz?

HFB maillerinde, sosyal medya kalabalığında yitip gitmesini istemediğim en kalbimden geçen şeyleri paylaşmaya karar verdim. Artık siz ve ben birer gizli mektup arkadaşıyız yani anlayacağınız 🥂 (Bu maillerime cevap verebiliyorsunuz bu arada bunu biliyorsunuz değil mi? Tek taraflı bi’ mailleşme olmak zorunda değil.)

Bu hafta Atlas’ı resmi olarak okulundan aldığımız ve benim de hiç aralıksız anne şapkası takmaya başlayıp, bunu yaparken de aralara girişimciliği serpiştirdiğim çılgın düzenimin resmi ilk haftasıydı. Evet. Rüzgar gibi geçti diyebiliriz yani. Ama bi’ yandan da düşünmeden edemiyorum, acaba bu çılgın düzen ilerde ne kapılar ne fikirler açacaktı bana?

Çünkü her zorluk, her mutluluk kısacası her anı biz daha anlamadan benliğimizde, yaratıcılığımızda ve hayat yolumuzda yeni desenler çiziyor.

What goes around, comes around (“ne yaparsak bize geri döner”) diyebilir miyiz buna?

HFB markası ve ürünleri misal. Hepsi bi’ anın bi’ dönemin sonunda
ortaya çıktılar.

Bez çantalar ve bez keseler. Kurumsal kariyerim beni hep çok fazla eşya taşımaya itmişti. El çantası ayrı, spor çantası ayrı, bilgisayar çantası ayrı...


Eski ayna fotoğraflarını hatırlayanlar halimi bilir. Metroda ya da iş servisinde tüm bu çantaları taşımak apayrı. Bazen yanıma kimse oturmasa da çantalarımı rahatça koysam diye dua ederdim. Bez çantaları o zamanlarda da çok severdim ama tüm her şeyi içine alacak bi’ çanta yoktu; sadece plaj çantaları vardı. Ki plaj çantasını seyahat çantası yaptığım bile olmuştur 🙈 Ama bu çantaların üstünde hep bi’ yazı yazması, içinin adeta bi’ girdapmışçasına karışması ve gözsüz olması beni deli ederdi. Koluma dokundukça rahatsız eden kalın polyester ile karışık kanvas kumaşları... Sonra da kurumsal ertesi hamile hamile aşçılık okulu. Her ekipmanı, malzemeyi taşıma gayesi. Keşke şunların hepsini içine alan kocaman ama rengi güzel, kumaşı kaliteli bi’ çanta olsa..

 

 

Yine aynı dönem, hayatımın en bekar, sonra en yeni evli ve en seyahat ettiğim dönemiydi. Nereye gitsek sofrayı renklendirecek bi’ masa örtüsü almaya çalışırdım ama her gittiğin yerden de alınmaz ki? Tekrar gitmeyi çok istediğim Porto’da gördüğüm, vurulduğum, eve taşıdığım, kumaşı hiç de kaliteli olmayan ama desenine aşık olduğum masa örtüleri yemek tarifi verdiğim ilk zamanlar imzalarımdan biri olmuştu. Keşke Türkiye’de de böyle değişik desenli, bana gittiğim ülkeleri anımsatan ama kumaşı kalitesi sofra tekstilleri olsa..

E tabi bu dönemler vaktim çok. İş dışında en büyük önceliğim kendimim. Sabahları dilimi sıyırmadan, ağzıma hindistan cevizi yağı gargarası yapmadan çıkmıyorum. Her deneyimimi de @healthyfoodbreak’ten paylaşıyorum. O zaman - bi’ yandan da vicdan azabı çekerek - at kılı fırça ile dolaşımımı destekliyorum. Dil sıyırıcım da hatta plastik. Aman yarabbi. En zorlandığım detaylardan biri dil sıyırıcıyı banyoda hijyenik şekilde muhafaza etmek. Şeklinden dolayı banyoda diş fırçalığa sığmaz, nereye koyacağını şaşırırsın. Seyahatlerde yanımızda taşırken nereye koyacağımı bilemem... Yağ çekme ise apayrı hikaye; yağları nereye koyacağım? Yağı hijyenik şekilde ağzıma nasıl damlatacağım? Keşke bunların hepsini çözmenin bi’ yolu olsa..

 

Gel zaman git zaman. Ne yaptıysam o bana döndü. Kendime baktığım, okuyup iyi yaşam öğretilerini öğrenmeye enerji ayırdığım zamanlar ve bunları daha çok kişiyle paylaşma motivasyonum... Harala gürele onlarca şey taşıyarak her gün gittiğim işim... Zor mu zor aşçılık eğitimine 7 aylık karnım burnumda katılmam… Sofrayı sevmem, renkleri sevmem, seyahat etmeyi bi’ zamanlar hayatımın öncelikleri arasına almam... Daha bi’ çoğu... Hepsi birleşti. Zorluklar, kötülükler, iyilikler, mutluluklar... Her bi’ damla bi’ araya gelip çağlayan oldu.. 

Ve HFB ürün ailesi doğdu.

Buyrunuz size de keyfini çıkarmak kaldı. Şu an her nerede ve her ne yapıyorsanız, bilin ki gelecek adımlarınızı yaratıyorsunuz.
Şimdi çok kıymetli. En basit anıyla bile geleceği yaratmakla meşgul çünkü.

Sevgiler ve öpücükler,
Bi' tanecik HFB'ciğiniz yani Sezin
 💚