Mutlu Cumalar!
Yine ben. Cuma’ları kavuşmak adettendir artık dedim ve işte karşınızdayım. Umarım bu hafta hepinize insaflı davranmıştır. Şahsen ben nasıl geçti anlamadım. Ama geçti işte, oh be.
Yazının başlığı “spontane” evet ama bundan sonra yazının devamında bu İngilizce’den dilimize yerleşmiş kelimenin güzel mi güzel Türkçe karşılığı olan “anlık” ya da “kendiliğinden” kelimelerini kullanarak devam edeceğiz
Geçtiğimiz hafta sonu uzun zamandır ailecek geçirdiğimiz en “kendiliğinden” ve sanırım bu derece “kendiliğinden” olduğundan mütevellit sanırım en keyifli Cumartesi’lerden birini geçirdik. İstanbul’da böyle kurtulmuş bölgeler olduğunu görmek ne iyi geliyor tahmin edemezsiniz, kendimi adeta Marmaris’te hissetim. Marmaris’te de hafta sonları arabaya atlayıp, uzaklara, deniz kenarlarına kaçmak adetimizdir ve İstanbul içinde kalmış Uzunya sahiline gitmek tam da aynı hisleri yaşattı. Dönüşünde de yine üçümüz güzel bir yemek molası ve bol müzikli bi’ eve dönüş yolculuğu derken… Sanırım 1 hafta boyunca planlasam olamayacak kadar güzel bi’ gün geçmişti.
Tariflere gelecek olursak da… Eskiden, ben ta kurumsalken ve kafamda binlerce başka mesela varken, eve gelip, buzdolabını açıp, evde ne varsa pişirip, yepyeni tarifler çıkara çıkara ben aşçılığa yönlemiştim. Yani, süper ve ötesi “kendiliğinden” bi’ akıştı. Ama ne zamanki seçilmiş mesleğim oldu, işin içine planlar girdi. Sadece malzeme seçmeyi bırakın, tarif çekecek saati seçmek ve hatta hava durumuna bakıp sadece güneşli günlerde ve Atlas uyurken (yani tamamen konsantre olabileceğim anlarda) mutfağa girmeye kadar evrildi. E noldu, gitti mi anlık yemek yapmak? Vallahi gitti. Bu hafta ilginçtir, bi’ şekilde, bunu da kırdım. Daha doğrusu sanırım şartlar beni kırmaya yönlendirdi. Bebek bakımı, yeni bi’ girişim sahibi olmak üzerine yemek pişirme tutkusu binince.. Birinden birinde anlık yaşamazsan, gerçekten hiç yaşayamaz hale gelebiliyorsun. Böylelikle evrensel akış bu konuda da beni kendiliğinden olmaya zorladı diyebiliriz (bu yeniliği sevmezseniz bana söylemek için 1 mail kadar uzağınızdayım biliyorsunuz). Gece, gündüz fark etmeden; ne pişirsem pişireyim artık size bi’ tarif olacak dönecek. Hatta ilk örnekleri Atlas’cığımla olan yeşil içecek serüveni videolarımız ve çok sevilen mercimek yemeği kasesi.
Yeni yıldan niyetlerim arasında kesinlikle “kendiliğinden” olmak yoktu bu arada; nasıl iş ise her şey “kendiliğinden” gelişti. Ne vardı ama biliyor musunuz? “Özgürlük”. Özgürlük denince alıp başını gitmek, kendini dağlara vurmak falan gerekmez belki. Belki tek ihtiyaç duyduğun özgürlük kendini planlar arasına kapattığın hayatın ve bunun baş mimarı zihinden özgürleşmektir. Kimbilir… Bakalım neler getirecek bana bu dönem. Çokça fazla özgürlük getireceğini hissedip, bi’ mutlu oluyorum.
Tüm bu hislerin şerefine de yine “kendiliğinden” bi’ karar alıp, sınırlı bi’ süre geçerli - ve evet, o meşhur sözü söylüyorum - “stoklarla sınırlı” olacak şekilde HFB tarafında da müthiş güzel bi’ haberle geldim.
HFB Bez Çanta’lardan 1 adet alırsanız sorgusuz sualsiz HFB İyi Yaşam kategorisindeki herhangi 1 üründe anında %50 indirim olacak.
Yani, ne demek… Çantanızın içine bundan sonra mutlulukla %100 paslanmaz çelik dil sıyırıcınızı, yağ çekme şişenizi veya %100 bitkisel kuru fırçanızı da alabileceksiniz demek. Kendinize veya çok sevdiğiniz birine de şahane bi’ hediye fırsatı demek.
O sebeple eğer HFB’lenmek gibi bi’ niyetiniz varsa hemen Bi' Alışveriş Molası'na uğramayı unutmayın.
Sevgiler ve öpücükler,
Sezin